Suudi Arabistan’ın bir zamanlar yemyeşil çayırlarında bulunan tarihöncesi insanların ayak izleri, Afrika’dan nasıl ayrıldığımız konusunda yeni ipuçları sunuyor.
İlk başta sadece bir parmak kemiğiydi. Şimdi ise Suudi Arabistan’da çalışan arkeologlar, Afrika’dan sanılandan daha önceki bir göçü işaret eden diğer izler buluyorlar. Yapılan açıklamada, ayak izlerinin yaklaşık 85.000 yıl öncesine dayandığı belirtildi.
Rusya’nın günaybatısındaki Taman yarımadasında, MÖ 5. yüzyıla ait bir mezarda Korint miğferi bulundu. Miğfer, Karadeniz’in kuzeyinde bulunan ilk miğfer olma özelliğini taşıyor.
2500 yıldır toprağın altında tahrip olan ve parçalara bölünen miğfer yine de muhteşem görünüyor. Bronzdan yapılmış Korint miğferleri, baş ve boynun tamamını kapatır, gözler ve ağız için açıklıkları bulunur ve yanak kısımları dışa doğru açılır.
Araştırmacılara göre, otizmli insanlar arasında ortak bir özellik olan detaylara odaklanma yeteneği, Buz Devri sanatında realizmin gelişmesini sağladı.
Yaklaşık 30.000 yıl önce, Avrupa’da aniden realist sanat ortaya çıktı. Ayılar, bizonlar, atlar ve aslanların son derece doğru tasvirleri, güney Fransa’daki Chauvet Mağarası gibi Buz Devri arkeolojik alanlarının duvarlarını süslüyor. Yeni araştırmanın yazarları, “detay odaklı” otizmle bağlantılı bir özelliğin Avrupa çapında gerçekçi mağara resimlerinin çoğalmasına yol açan sanatsal bir hareketi başlattığını savunuyor.
Yeni yapılan bir araştırma böceklerin milyonlarca yıl önce erken insanların günlük diyetinin neredeyse yarısını oluşturuyor olabileceğini gösteriyor. Daha önce, söz konusu erken insanların büyük memelilerin etiyle veya kabuklu yemiş ve yapraklarla beslendiği düşünülüyordu.
Akademisyenler, yaklaşık 1.8 milyon yıl önce böceklerin atalarımızın diyetinin neredeyse %50’sini oluşturarak, insanlar için temel bir besin kaynağı olabileceğini ortaya koydu.
12. yüzyılda Müslüman dünyasını birleştiren, Kudüs’ü Hıristiyanlardan geri alan ve Üçüncü Haçlı Seferi’ni ateşleyen Selahaddin Eyyubi’yi öldüren şey neydi?
Bugüne kadar bu olay gizemini koruyordu. Ancak, 800 yıldan uzun bir süre önce Selahaddin Eyyubi’nin tıbbi semptomları hakkında yazılanları inceleyen bir doktor, güçlü sultanın hangi hastalıktan öldüğünü belirleyebilir. Selahaddin Eyyubi’nin modern teşhis araçlarından önce yaşadığı düşünülürse, kesin tanı muhtemelen bilinemeyebilir. Ama tifo (insanların, Salmonella typhi bakterisi barındıran yiyecek veya su tükettiklerinde yakalandıkları bir hastalık) onun hakkında yazılanlara uyuyor gibi görünüyor.
Çalışmalar, beş metrelik Shigir İdolü’nü 11.500 yıl öncesine tarihlendirdi ve buzul çağının sonunda yaşayan avcı toplayıcılara yeni bir ışık tuttu.
Araştırmacılar, “O dönemde Avrupa ve Asya hala buz çağından çıkma aşamasındaydı ve çiftçiler yoktu. Dünyanın bu bölgesinde sadece avcı toplayıcılar vardı. Yine de Shigir İdolü’nü yaratmışlardı. Bu nedenle bu idolün keşfi, ritüel sanatın doğumu hakkındaki görüşlerimizi değiştiriyor.” diyor.
İsveç kıyısındaki Öland adasında yer alan Sandby borg yerleşiminde, MS 5. yüzyılın sonlarında katledilmiş onlarca insan ve hayvan kalıntıları bulundu.
Öland kıyı şeridinde yer alan Sandby borg yerleşiminin küçük bir kısmının ortaya çıkmasına rağmen, bulunan çok sayıda insan kalıntısı ve eser, yerleşimin şiddetli bir şekilde sona erdiğini gösteriyor.
Bilim insanları, Firavun I. Senwosret piramidinin yakınlarında keşfedilen “büyülü papirüs” olarak tanımladıkları 1.500 yıllık yazmayı deşifre etmeyi başardı.
Metin, Hıristiyanlığın Mısır’da yaygın olarak uygulandığı bir döneme tarihlendiriliyor. Papirüste, büyüleri Yunan alfabesinin kullanıldığı bir Mısır dili olan Kıptice yazan kişi(ler) çok kez Tanrı’ya yakararak ondan yardım diliyor.
Tercüme edilen papirüsün bir bölümünde “Set’in Tanrısı, İbrahim’in Tanrısı, İshak’ın Tanrısı, Yakup’un Tanrısı, İsrail’in Tanrısı, sen acı çekenleri koru. Sözüm gücüm olsun.” ifadeleri dikkat çekiyor.
300’den fazla antik insan genomuna yapılan analizler, insanlarda Hepatit B virüsünün en az 4.500 yıldır olduğunu ve modern viral genomlardan çok daha eski kökenleri olduğunu gösterdi.
Karaciğeri tahrip eden hepatit B virüsü (HBV) her yıl yaklaşık bir milyon insanı öldürüyor. Şimdi ise yeni genetik çalışmalar, en azından uygarlığın şafağından beri bu patojenin bizimle birlikte olduğunu gösteriyor.
Pompeii’de, MS 79 yılında gerçekleşen volkanik patlamadan kaçmaya çalışırken kafasına 300 kiloluk taş düşen bir adamın iskeleti bulundu.
Pompeii yetkilileri, “volkanik bir bulut tarafından şiddetli bir şekilde fırlatılan” bir kapı pervazı olabilecek büyük bir taş bloğun altından çıkan iskeleti gösteren bir fotoğraf yayınladı. 30 yaşın üstünde olduğu düşünülen kurbanın göğüs kafesi tamamen parçalanmıştı. Arkeologlar kurbanın kafatasını bulamadı. Yetkililer, adamın, yürüme güçlüğüne yol açmış olabilecek ve kaçışını engelleyen bir kaval kemiği enfeksiyonuna maruz kaldığını söyledi.
http://arkeofili.com/2018-mayis-ayinin-en-ilginc-10-arkeoloji-haberi/
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle