En Sıcak Konular

Filmin İçindesin

27 Mart 2018 08:09 tsi
Filmin İçindesin Gelecek nesillerin inşası...


FİLMİN İÇİNDESİN


 Şarkıların sözlerinin verdiği mesajlara şöyle bir göz atılsa, topluma hangi felsefeler montaj ediliyor, nasıl bir toplum bilinci oluşturuluyor görürüz. Olup bitenler apaçık meydandaydı; ama içinde olduğumuzdan farkına varamıyorduk.


Veysel Dede çok önemli tespitlerini sıralıyordu. Özellikle yabancılaşma ve anti kültür hakkındaki şu örneği çarpıcıydı:

- Psikolojide kimi tanıtırlarsa ona hayran olursun.

İki kişi üzerinde yapılan bir deneyi de verdiği örneğe kattı:

- Birbirinden nefret eden iki kişiyi bir hücreye koymuşlar. Bir süre sonra hapishanede geçen bu deneyde birbirlerini öldürecekleri beklenirken dost olmuşlar. Nedenini ise şöyle açıklamışlar: Devamlı birbirini gören iki unsur birbirlerinden etkilenip hayran olabiliyorlar. Bu konu bana bir kez daha televizyonlardaki reklamları hatırlattı ister istemez.

O gün Veysel Dede reklamların çocuklar üzerindeki etkisine değindiğinde şu can alıcı tespiti belirtmişti:

- Reklamların çocuklar üzerindeki en büyük tesiri, çocukların ezberleme kabiliyetine yöneliktir. Zira çocukların ezberleme kabiliyeti çoktur. Böylelikle zihinlerine telkin edilen resim, obje, söz, şarkı ve içlerinde bulunan mesajları ezberlerler ve ileriki nesillere aktarırlar. (Gelecek nesillerin inşası)

“Çocuklukta öğrenilenler taşa, ihtiyarlıkta öğrenilenler suya yazı yazmak gibidir.”

Bu sözde olduğu gibi çocuk zihninde kalanlar yıldan yıla geçecek kadar sağlam oturuyordu düşüncelere.

O gün Veysel Dede şarkıların sözlerinin içeriğinin de hem çocuklar hem yetişkinler üzerindeki etkisini anlattı:

- Şarkıların sözlerinin verdiği mesajlara şöyle bir göz atılsa, topluma hangi felsefeler montaj ediliyor, nasıl bir toplum bilinci oluşturuluyor görürüz.

Birkaç şarkı sözü:

* Vurmazsan namerdim.

* Şerefsiz, alçak...

* Cehennem vız gelir.

* Kafana sıkarım.

* Aldattım, pişman değilim.

* Biri gider, biri gelir.

* Şeytan.

* Aşkıma taparım. Daha bunlar gibi niceleri...

Aklıma o an “müzikle büyü” konusu dersi gelmişti.

Veysel Dede devam etti:

- Her gün duyulan şarkılardaki bu sözler zihinlere nasıl naklediliyor, düşünün: “Aldatmak iyi bir şeydir.” “Cehennem vız gelinecek bir yer.” “Gözünü kırpmadan geçici sevgilileri kurşunla!” Şirk ve sınırsız seks mesajları, acaba toplumun bilinç inşasında ve ahlakî yapılanmasında ne kadar etkili oluyor? Nasıl içi boş bir kültür hüküm sürüyor? Bunlar da apaçık büyü ve zihinlere sihir yoluyla yapılmaktadır. Bu mesajlarda büyüyen çocukların durumunu bir düşünün...

Çocuğun sıfır doğduğu, İslam fıtratında hayata geldiği ve ailesinin etkisi üzerine, ya İslam dininde kaldığı ya da ailesinin dini üzerinde yaşadığı konusunu düşündüm. Çok açıktı. Bundan da anlaşılıyordu ki çocuğu ya bulunduğu sisteme katar ya da anti sisteme. Evet,  bu öyle bir konuydu ki her yönü ayrı bir tefekküre kapı açıyordu. Düşün düşünebildiğin kadar.

Çocuk belli bir yaştan sonra kimin oluyordu? Ya bütün öğrendikleriyle büyüyerek zihnindekileri kendi çocuklarına aktarması.. Bu konular bazı çevrelere anlatıldığında paranoyaklık ve sanallıkla suçlanıyorduk. Olmayan hayalî şeyler diyorlardı. Oysa çocuk masallarında anlatılan ejderhalar da yoktu; ama çocuklar onunla korkutuluyorlardı.

Büyüdüğünde bu sefer yeni canavarlarla karşılaşıyorlardı. Hani olmayan şu canavarlar (enflasyon canavarı). Asıl, Şeytan’ın sistemi yeryüzünde bir canavardı. Tabii görenlere... Bu konuyla ilgili bir gün bir sanatçı şöyle diyordu:

- Aşkım için ölürüm, öldürürüm.

Stüdyodaki bütün seyirciler çılgınca alkışlıyorlardı. Oysaki o sanatçı birçok sevgilisinden ayrılmasıyla meşhurdu. Müzik ve sözlerin birleştirilmesiyle zihinlere yapılan sihir konusunu artık iyice anlamıştım. İlhami Abi’nin bir gün söyledikleri tek
tek çınladı kulağımda:

- Filmin içinde anlayamazsınız. Dışında analiz daha iyi yapılır. Bu yüzden Peygamberler ve varisleri sık sık inzivaya çekilmişlerdir. Belli bir süre bir mağarada, bir odada sistemden çıkarak tefekkür etmişlerdir demişti. Çünkü senaryoyu yazanların yazdıkları aldatmacadır. Oyuncular, figüranlar, dekorlar vs... seyredenleri etkilemek için bu aldatmacaya hizmet ederler.

Aklıma gelen bir söz bu aldatmacayı çok güzel anlatıyordu:

“Fotoğrafçılar yalan söylerler; ama fotoğraflar doğruyu söyler.” 

Olup bitenler apaçık meydandaydı; ama içinde olduğumuzdan farkına varamıyorduk. Çünkü birileri bize resmi hep çok güzel göstermeye uğraşıyordu. Nefes alırken Hayyy... Verirken Huuu... Düşüne düşüne, nimetin lezzetini dudaklarında duya duya yaşamak için varlık aynamıza yansıyan Hay Hu… Ahsen-i takvim üzerine yaratıldın diyen kelamı sindire sindire zerrelerinde taşıdığın Hay Hu... Her şeyin O’ndan olduğunu idrak ettiğimizde saniyelerde bile ruhlarımız abideleşiyor. Mesele farkında olmakta.Oysa bizler, tadına varamadan sadece komutlarla hızlı hızlı koşuşturur gibi yaşıyoruz. Nefes nefese. Hay hu... Hay hu... Bu nefes nereden gelir? Kim serdi dakikaları önüne? Senden beklenilen bir şey var mı demeden sadece koşturmak. Kelimelerin anlamlarına girmeden, zerrelerin sırrını dinlemeden sadece koşuşturma...
Sonuç: Ter içindesin. Her şeyden habersiz; etrafından, göklerden... Toprağın ayaklarındaki doğurgan yapısını hissetmeden kısır adımların yorgunusun. Bir de bakarsın; yaşam sözlüğünde “hayhuy”a çevirmişsin varlığın sebebini. Neden?

 Neden sonra elinde hiçbir şeyin kalmadığını anlamak ne acıdır!..Yolun ve adımların maksadınla, menziline göre adlandırılır. Aşkın neye, kime duyduğuna göre gönülden gönle geçer. Ektiğin, diktiğin, suladığın kadardır ekinin. İçi dolmamış başaklardan un olur mu?

Oktan Keleş

ASA Kitabı (sh.337. vd) 



Bu haber 7,421 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,054 µs