Oyun: Ver Kurtul Psikolojisi
(Not: Bu yazıyı geçen yıl da yayınlamıştık, önemine binaen tekrar yayınlıyoruz.)
....
İSRAİL:Tüm bu mekanizmanın toplamıdır. Tüm dünya platformlarında bu mekanizmanın faaliyetlerini sürdürmesi ve yerine getirebilmesi için kurulan sözde legal devlettir.Dünya sahasındaki şeytanîlerin emeklerini gerçekleştirebilmeleri için bir kılıf, bir yasal kamufle, bir etiket,bir elbisedir...
Bu elbiseyle dünyada faaliyet gösterirler. Bu elbiseyi görenler bir devlet olarak dünya platformunda bir yerlerinin olmasının en doğal hakları olduğunu haklı olarak söyleyebilirler. Ama elbisenin içindekini görenler; yani kuzu postuna bürünmüş kurt olduğunu, hatta melek görünümüne bürünmüş şeytan olduğunu görenler onlara yer olarak dünyayı değil insanlık düşmanı olanların ikametgahı olan cehennemin dibini layık görürler.
İsrailin devlet bazındaki görevi ilk önce vaad edilmiş toprakları; yani Tanrının İsrail oğullarına vaad ettiği toprakları ele geçirmektir. İsrail Devletinin ilk görevi budur. Bu topraklar malumdur. Türkiyenin de doğusunun ve güney doğusunun içinde bulunduğu Mezopotamya, Ortadoğu'dur. Demin de söylediğimiz gibi Haçlıları ileri sürerek bu emellerini yerine getirmeye çalışırlar. İslam dünyasıyla din konusunda direkt, karşı karşıya gelmemeye gayret ederler. Filistin meselesini de devletler arası hukuka dayandırarak dinî bir mesele görünümünde değil sınır ve vatan müdafaası olarak uluslar arası platformda savunurlar. Türkiyenin bir kısım topraklarında emelleri vardır. Bu emellerine ulaşabilmeleri için her türlü yolu denerler. İsrailden, dünyadaki tüm Müslümanların nefret ettiğini bildikleri için bu emellerini tereyağından kıl çeker deyimine yakışır bir biçimde yapmaya gayret ederler.
*Taktiklerinin ilki, emelleri olan ülkelerdeki halkı psikolojik olarak etkilemektir.
*Bunu yaparken o halkın dinî ,örfî kültürünü çok iyi analiz yaparak gerçekleştirirler.
Örneğin Türkiye üzerinde de emellerini gerçekleştirebilmek için Türk insanının tüm psikolojisini çözerek örfî, dinî ve günlük yaşamlarının üzerinden bu oyunu oynarlar.Tıpkı diğer ülkelerdeki oyunları gibi.
Türkiye onlar açısından çok önem arz eder.Vaad edilmiş toprakların büyük ve en önemli parçası Türkiyededir. Diğer ülkelerin sınırlarında da olan topraklar onlar için ikinci derecede önem arz eder.Türkiyenin birinci derece önemli durumda olmasının nedenleri şunlardır:
*Çoğunluğu Arap olan diğer ülkelerde vatan bilinci yoktur.
*Orduları yok denecek kadar azdır.
*Türkiye ise Orta doğu ve Kafkasların bulunduğu coğrafyanın en güçlü ülkesidir.
*Askerî açıdan bu bölgenin süper gücüdür.
*Halkı vatan bilincine sahiptir.
*Üstelik imparatorluk geleneği olan köklü bir millettir.
*Diğer Arap ülkeleri gibi kolay lokma değildir.
"Bu yüzden Türkiyenin karşısında direkt hasım gözükmezler. Saman altından su yürütürler. Onlara göre vaad edilmiş toprakları, ele geçirmek için her yolu denerler" dedik.
*Türkiyenin jeopolitik yönden üç tarafının denizlerle kaplı olması ve boğazların bulunması ;
*Kafkaslara, Ortadoğu'ya, Asyaya açılan müthiş bir ülke olması sebebiyle bu ülke üzerinde sadece İsrailin değil, tüm dünyada Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere söz sahibi ülkelerin de hesapları vardır. Hesaplar için sebep çoktur: Madenler, verimli topraklar, yukarıda saydığımız birçok neden. Fakat bu nedenlerin yüzde doksanı jeopolitik madenler ve realitik sebeplerdir.
*Ama tüm bunların olması yanında, İsrail için onların dinî ritüelidir ayrıca. Olmazsa olmazıdır.Var olma sebebidir.
*Ve en önemli sebebiyse ENERJİdir. Enerjiye sahip olan ülke, güç dünyaya hükmeder. Türkiyenin altında öyle madenler var ki... Çok önemli... Ama bir maden var ki ...
Yeni dünyanın enerjisi..
Şu anda kimsenin bunlardan, bu madenden haberi yok. Ama İsrailin var. Daha önce de değindiğimiz gibi bütün savaşlar enerji için. İnsanî gibi gösterilen savaşların sebebi enerji .İşte bu enerji, yani geleceğin enerjisi Türkiye topraklarında.
Bu konuya geri dönelim. İsrailli ajanlar, bilim adamları güneydoğuda cirit atıyor. Ama şunu da belirtelim ki deminki konu bağlamında Türkiyenin bu konumu diğer ülkelerin de iştahını kabartıyor, hesaplar yaptırıyor.
İşte bu sebeple İsrail, diğer ülkeleri de Türkiyeyle mesafeli politikaya itiyor. Pasta benim diyor.
Siz ABye girin, destekliyoruz derken planı farklı. Türkiye topraklarındaki bu geleceğin enerjisinin ismi onlarca kodlandı; yani belli bir ismi yok. Kim isim koyarsa o isim olur.
Şimdi gelelim şeytanîlerden başlayan tüm bu mekanizmanın, yani kısaca İsrailin işlemiş olduğu oyuna: Güneydoğu Anadolu ve doğu topraklarının bu vaad edilmiş topraklar olduğunu açıkça haritalarında gösteriyorlar. Hemen oyuna girelim. Bu toprakları ele geçirebilmek için Türk ordusuyla karşı karşıya gelemez. Türk Milleti ile de karşı karşıya gelmeye cesaret edemez.
O zaman
Türk ordusunun yapısını bozmaya çalışır.
Türk Milletinin psikolojisini etkilemeye çalışır.
Dinî, örfî, kültürel dedik. Nasıl mı ? Örneğin bir hadis vardır:
AHİR ZAMANDA FIRATIN ALTINDAN BİR ALTINDAN DAĞ ÇIKACAK. ÜMMETİMDEN KİM O ZAMANA YETİŞİRSE BİR ŞEY ALMASIN.
Hadis dikkatle incelenirse ahir zamanda Fıratın altından bir dağ; yani değerli bir olgunun olacağı kısmı doğrudur. Fakat devamı olan Ümmetimden kim o zamana yetişirse oradan bir şey almasın. ve Orada 100 kişiden 99u ölecektir. kısımları İsrail uydurmasıdır. İsrailiyattan bilinçli bir eklemedir.
Şimdi gelelim Hadisin mantığına :
Allah Resulü (sav), tebliğinin dünyadaki balta girmemiş ormanlara bile ulaşmasını ve orada ümmetinin olmasını ve ümmetinin her yere sahip olmasını ister.
İskenderiye Patriğine, Mukavkısa, Pers Kralına, Romaya bizzat tebliğini ulaştırmıştır. Hiçbir toprağın, vatanın İslam ümmetinden mahrum kalmasını istemez. Zaten bunun aksi Allah Resulünün geliş sebebine aykırıdır. Bazılarının dediği gibi oradaki bazı olayların nüzulü için söylenmiştir denmesi yine mantıksızdır. Eğer orada böyle bir nüzul varsa İslam ümmetinin görevi fitneyi kökünden kazımaktır. Allah Resulü (sav) müşrikler devrinde, Arap Yarımadasında, Mekkede yapılan, cahiliye dönemindeki zulümleri, cinayetleri, insanlık dışı yaşantıları görüp, Bırakın orayı, kimse onlara karışmasın; karışırsa 100 kişiden 99 u ölür. Bulaşmayın. mı dedi? Haşa... Yoksa Ordular kurarak birçok Kuran ayetleri ışığında cahiliye karanlığını aydınlatın. Düşmanınızın silahından sizinki daha üstün olsun. Ümmetim ! Allahın buyruğunu her yere ulaştırın. Hatta Veda Hutbesinde bile vasiyeti icabı Burada olanlar burada olmayanlara söylesinler. mi dedi? Tüm bunların içerdiği mantık, Allah vahyini her yerde uygulamak ve oraya o vahyin hakimiyetidir.
Şimdi dönelim oyunun devamına:
İşte bu oyun dinî açıdan- böyle hadis adı altında -bu dönemi, bu topraklara sahip olan unsurunu; yani halkını, en azından bu milletin dinî kesimini etkilemek için oynanır. Şimdi coğrafyada PKK olayları, Kürt meselesi senaryoları vardır. Bu hadiselerde bu milletin dinî kesiminin bir kısmını psikolojikman etkilemeye çalışırlar. Halk şöyle demeye başlar:
-Bak Allahın Resulünün (sav) böyle beyanatı var. Ondan daha mı iyi bileceğiz? Verin bu toprakları gitsin.
Yani Türkiyenin Güneydoğusunu, hak ettikleri yeri, gibisinden... Milletin bir kısmının psikolojisi bu yöne kaydırılmak istenir.
VER- KURTUL psikolojisi.
Bunun gibi birçok İsrailiyat kaynaklı, bilinçli Müslümanların arasında sosyolojik, hukuki ve birçok alanda karışıklık ve ikilik çıkarılması için hadislere sokulan metinler veya doğrudan hadis olduğu iddia edilen konular vardır. Hâlâ yalan hadis konusu gündeme geldiğinde bir kısım Müslümanlar hadisleri inkar etmek ve kaldırmakla suçlanır. Tabi bunu bilinçli yapanları konuşmaya gerek yok. Önemli olan, Hadisin Kurana uyumu ve ölçüsüdür. Kültürel açıdan de dezenformasyon yaparlar. Bireyin ve ailenin ahlaki çöküntüsüne yönelik kültürel tarihi üzerinde oyun oynarlar.
Örneğin şöyle bir düşünün:
İsrailliler hiçbir halkı kendilerine benzetmez istemezler. Çünkü onlara göre, daha önce de zikrettiğimiz gibi, Yahudi ırkından olmayan hiçbir kimse- halk, toplum, kavim- insan değildir. Öyleyse başkalarına benzetmeye çalışırlar. Örneğin Türk ve İslam âleminde batı hayranlığı meydana getirip, onun kültürüne özenmeye ve bu kültürü o halka benimsetmeye çalışırlar.
Dikkat edilirse, bütün bu batıya hayranlığın ne olduğu anlaşılacaktır.
İsrail kendini batılı, doğulu, oralı, buralı görmez. Üzerindeki elbiseden bahsetmiyorum. Onlar kendilerini yeryüzünün hâkimi, efendisi sayarlar. Diğer halklar, durumlarına göre ya hayvandır ya köledir ya da yok olması, nesli kesilmesi gereken yaratıklardır. İşte dinî açıdan yaptıkları operasyonların, kültürel operasyonların bir kısmı böyle... İsraili biraz daha anlatalım:
*Bu bölgede tutunabilmesi, emellerine ulaşabilmesi için ve tüm bu faaliyetleri yaparken iyi kamufle olabilmesi için de bugünkü dünya realitesindeki en güçlü devleti kullanmalıdır.
*Bu emellere ulaşabilmesi için dünyada iki ülkeye sahip olmalıdır.
Birincisi yukarıda bahsettiğimiz KOLLAMACI DEVLET.
İkincisi: GÖLGE DEVLET.
Kollamacı Devlet, dünyanın süper gücü olmalıdır.
Bugün bu rolü ABD yapmaktadır. Uluslararası platformlarda herkes bilir ki ABD -İsrail adeta çıkarları için uğraşan tek bir devlettir. İsrailin emellerine ulaşmasındaki kalkanı ABDdir. Yani Kollamacı Devleti...
Gelelim Gölge devletine. Kollamacı Devlet, dünyadaki kollamaları yapacaktır. Genel olarak ve her yönden. Fakat Gölge Devlet ise, özel olarak, vaad edilmiş toprakları ele geçirme planının en büyük parçasıdır.
Şu anda -demin belirttiğimiz gibi- en can alıcı toprak parçası Türkiyededir. Ayrıca Türkiyenin öyle basit yenilebilir bir lokma olmadığını, buna cesaret edilemeyeceğini de ifade etmiştik .Bu toprak parçasında Türk hakimiyeti olduğuna göre, bu bölgenin evlatlarını birbirine kırdırıp köklü düşmanlıklar tesis ederek, Türklerden bunu direkt almak ve bu topraklarda Gölge Bir Devlet kurmak planları vardır. Bu devlet İsrailin gölgesi olacaktır sözde.
Bunun için sihirli kelime ETNİKtir.
Bu işin senaryosunda oynama işi Kürtlere kesilmiştir.
Maksat kardeşi kardeşe kırdırarak Kürdistanı kurdurmaktır. Ama bu kurdurulmaya çalışılan sözde devlet, kesinlikle adı gibi, Kürtlerin olmayacaktır. Bu devlet İsrailin gölgesi olacaktır. Planlarının bir parçasıdır. Düşünülse, koskoca Türk Devletine, Türk Milletine bu toprakları layık görmeyen İsrail, hiç Kürtlere bu toprakları layık görür mü?
Burada dikkat edilecek husus şudur:
Bu topraklarda, saydığımız birçok sebepten dolayı sadece İsrailin değil Batının, ABDnin ve daha birçok ülkenin de gözü vardır. Bunlar da birbirleriyle bu topraklar için mücadele ederler. Bu işin temelinde de şeytanîlerle Haçlı konseyi vardır.
İsrail, Kürtlerin kökeninin kendilerine dayandığını iddia edecek çalışmalar içindedir. Kürtlerin sözde bayrağını; yani Kürdistan bayrağını Yahudiler çizmiştir.
Sarı, kırmızı, yeşil renkler ve sarı güneş.
Şimdi önce şuna dikkat edilmelidir:
7. yüzyılda ölen Türk beylerinin , açılan arkeolojik kazılarda, bu renklerde bulunan elbiselerle gömüldüğü görülür. Yani Türkün Kürtten ayrısı gayrısı yoktur. Aynı kültürün parçasıdır. Yalnız ortalarına konan sarı güneş bu topraklarda doğacak olan İsrailin sözde doğacak olan güneşidir.
Önce bu bayrak sözde- bu topraklarda Ay yıldızın yerini alacak, sonra da bu yeri meşhur İsrail yıldızı olan bayrağa bırakacaktır. İşin özü; Kürdistan bayrağı sözde çizilen haritalarda İsrail devleti adına dalgalanacak ve İsrail Yıldızının bu topraklardaki alâmeti olacaktır. Tabi bunların hepsi sözde. İşte bu coğrafyadaki bir çok olay, Mossad kökenli bu oyunun parçasıdır. PKK olayları, Kuzey Irak olayları, buralarda akan kanlar, huzursuzluklar... Hepsi akla biraz önce bahsettiğimiz psikolojiyi getiriyor ve ona destek veriyor:
VER KURTUL.
Ama bu topraklar erenlerin şehitleriyle dolu;
ŞEHİTLER DİYARI.
Tüm dünyanın şehit kabri bu topraklardır. Buraya kem bakanlar gelebilirler; ama geri dönemezler. Dün Malazgirtte, Çanakkalede olduğu gibi bu topraklarda toprağını verecek bir millet yok, dedi.
Nuri Abinin sözünü hiç kesmiyor, adeta dikkat kesilmiş, dinliyordum. Aklıma Hz.Alinin (ra) bir sözü geldi:
Şahsınıza yapılan kötülükleri affedin. Müslümanın zarafet ve asilliğine bu yakışır. Ama dininize, vatanınıza, milletinize yapılan kötülüğü asla affetmeyin...
...
Nuri Abi neler söylüyordu... Ürpermiştim. Bunca entrika, bunca oyun ülkemiz ve İslam âleminin üzerindeydi... Çok uyanık olmalıydık. Gölge devletler kurma projeleri, halkı ayaklandırma projeleri, sözde Kürtleri ayaklandırma, alet etme, kardeşi kardeşe kırdırma... Öyle ki Kürtler asırlarca töre adı altında kendi ağalarına, onların zulümlerine -bırakın ayaklanmayı- ses bile çıkaramazlar. Ama bir kısım seçilmişleri; Türk devletine ayaklanarak, sözde özgürlük parolasıyla zulüm altında olduklarını ilan ediyordu. Ve kimlerin senaryolarının oyuncusu olduklarının da farkında değildiler.
Oysa bu coğrafyada hepimiz kardeşiz. Bir bayrak altında biriz. Bir sorun yok. Bu ay yıldız altında ne Kürtü ne Türkü, ne Lazı ne Çerkezi, ne Abazası ve ne de Yörükü bir çuval toprağı kimseye vermezler. Bunu bilenler bilir.
...
Oktan Keleş
"Melami Savaşları" Kitabından (sh. 187-194) 2006
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle