En Sıcak Konular

Sessiz Pazarlık

24 Kasım 2011 13:55 tsi
Sessiz Pazarlık İsrail için son çağrı.

Sessiz pazarlık

İsrail için son çağrı.


'Gölge CIA' George Friedman, Ortadoğu'ya dair son analizinde önemli bir tespitte bulunuyor:
 
ABD'nin Irak'ta bıraktığı boşluğu İran rahatça dolduruyor. Eğer Suriye'de Esad koltuğunu koruyabilirse, İran'ın Suudi Arabistan, İsrail, Ürdün ve Türkiye'yi doğrudan etkileyebilecek stratejik bölgedeki etkisi daha da artacak . Bunun farkında olan söz konusu ülkeler o etkiyi Irak'ta durdurma şansını çoktan kaybetti. Artık tek çareleri bu etkiyle, Suriye'de karşı karşıya gelmek.

Friedman açıkça 'zorunlu' bir ittifak tablosu çiziyor.

Ama bu tabloda bazı oyuncular hala kendi başlarına hareket etmekte ısrar ediyor.

Örneğin İsrail...Netanyahu hükümetinin Suriye politikası belirsiz. Her ne kadar İran konusunda en çok İsrail'in sesi çıksa da, daha derinlerde İran'ı kollayan bir politika tercihi bulunabilir. Dolayısıyla yukarıdaki zorunlu ittifakın doğal üyesi gibi gözüken İsrail, aslında tam tersi yönde hareket edebilir.


Hatırlayın, 'açık mikrofon kazasında' Obama ve Sarkozy neden şikayet etmişlerdi?

Ancak İsrail'in bu belirsiz tavrı, bıçağın kemiğe dayandığı şu noktada büyük güçlerin canını sıkar hale geldi.


Artık kimsenin İsrail'in sürprizlerine ve ikili oyunlarına tahammülü kalmadı.

Ve bunu İsrail'e kabul ettirecek oyuncu Türkiye.

Ne demişti Dışişleri Bakanı Davutoğlu?

"İsrail’in artık ne o tümüyle mazlum millet, ne de üstün millet değil, sıradan bir millet olduğunu onlara  öğretmemiz, onların da bunu öğrenmesi lazım ki, Ortadoğu’da barış olsun. Bunu da öğretecek tek millet de biziz, bunu da söyleyeyim."

İngiltere'de, Kraliçe tarafından ağırlanan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bugün açık açık o mesajı tekrarladı:

"İsrail'e yönelik herkeste açığa çıkmamış bir öfke var. Mikrofonlar açık kaldığında herkes bunu duyuyor. Herkes İsrail'e yönelik düşüncelerini açıkça söylemesi gerekiyor, kazayla değil."

Bu sözler sadece Türkiye'ye aitmiş gibi okunmamalı.


Suriye, yeni dünya dengelerinde en öncelikli kilit konumunda şu an. Dolayısıyla masada pazarlıkların sonuna gelinirken, artık herkesin rengini belli etmesi gerekiyor.

Şunu iyi bir şekilde anlamak gerekiyor: İran sadece bir sıçrama taşı. Esas çekişme, Çin ve diğerleri arasında.

Dolayısıyla cevabı aranacak soru da şu olmalı:

İran'ın genişleyecek veya sınırlanacak etkisi içersinde, Çin'in rolü ne olacak?

Burada ABD'li uluslararası ilişkiler uzmanı Zbigniew Brzezinski'nin Çin'i merkeze aldığı son röportajına bakmakta yarar var. İyibilgi olarak geçtiğimiz hafta kısa bir özetini vermiştik. O konuşmada Brzezinski'nin sık sık vurgu yaptığı bir nokta var ki, bölgeye bakış açımızı genişletebilir.

Brzezinski'ye göre, ABD, en derin korkularını temel alarak, Çin'e karşı hareket etmemeli. Her ne kadar Çin ile ABD, 19. yüzyılın birbirine rakip Almanya ve İngiltere'si gibi gözükse de, aralarındaki rekabet illa bir savaş ile sonlanmak zorunda değil. Alelacele ittifaklara girmeye gerek yok. Selefleri gibi karşı karşıya gelmek zorunda değiller. Çünkü her iki ülke de (kamuoyları bilmese de) şunu çok iyi biliyor: İkisi de birbirine muhtaç. Verilecek her türlü yanlış mesaj, Çin'in içersindeki emperyalist fraksiyonlara güç katar.

İşte burası çok önemli.

İran'ın etkisi, dolayısıyla Ortadoğu'daki hesaplaşmanın ta kendisi, batıdan doğuya doğru kayan uluslararası dengelere göbekten bağlı.

Batı dünyasını derinden sarsmış finansal kriz, hala çözülmemişken... AB kendisine parasal yardım yapması için Çin'e heyet üzerine heyet gönderirken...ABD ekonomisinin yegane lokomitifi haline gelen ileri teknoloji bilgisayar ve iletişim ürünlerinin hammadeleri Çin'in kontrolü altındayken...Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da cereyan eden Arap Baharı üzerinden, Çin'i enerji hatları üzerindeki etkisi sınırlanmaya çalışılırken...İran'a kıyasla, nükleer silah teknolojisine daha önce sahip olduğu açıkça bilinen Kuzey Kore dururken...Rusya'nın yeraltı kaynakları açısından zengin bölgeleri, Sibirya ve ötesindeki topraklar kelimenin tam anlamıyla terk edilmiş dururken...Hindistan ve Japonya askeri işbirliği anlaşmaları imzalarken...

Brzezinski'nin uyarısına kulak vermekte fayda var.

Önyargılar ve korkular üzerinden alelacele atılacak her yanlış adım, hassas dengeleri bozabilir, küresel anlamda hem askeri hem siyasi çok derin bir krizi tetikleyebilir.

Kimsenin züccaciye dükanında fil olma lüksü kalmadı.

Unutmadan...Başbakan Erdoğan'ın geçtiğimiz aylarda gerçekleşmesi planlanan Çin ziyareti neden hala gerçekleşmedi

İYİBİLGİ



Bu haber 4,739 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,550 µs