Yalova'daki Tehlike Devam Ediyor!

12 Ekim 2011 09:31 tsi

BUNDAN çok kısa bir süre önce Hollanda kökenli küresel firmanın açık adıyla Vopak'ın Yalova ve çevresini "kimyasal çöplüğe çevirme" girişimini sizlere aktarmış ve bölge halkından da çok ciddi destek almıştım. Ben ve özellikle Yalovalı dostlarımız "konu o noktada kaldı-artık mümkün değil" diye düşünürken, Ankara'dan arayan bir bürokrat "durumun farklı olduğunu" ve bu firmanın yetkilileri ve Türkiye'deki ortaklarının konu hakkında zorlamaya devam ettiklerini bildirdi.

Sevgili dostlar, konu çok ciddi! Ülkemiz çok ciddi bir tehlike altında. Birileri nasıl yapıyorlar bilmiyorum "yapıyorlar" hâlâ zorluyorlar ve Yalova'ya dünyanın en büyük kimyasal atık deposunu kurmak için belli aşamaları geçerek bir noktaya doğru ilerliyorlar.

Tekrar ediyorum; durum ve gelinen nokta Türkiye adına çok ama çok vahim! Türkiye bakıyor ve Hollanda kökenli Royal Vopak firması Yalova Taşköprü'de dünyanın en büyük tehlikeli kimyasal atık depolama tesisi için hepimizi atlatarak, bölge halkının tepkisini hiçe sayarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni baskı altına aldığını da düşünerek yoluna devam etmeye çalışıyor! Konuyu bilmeyenler için detaylandırayım. Yalova'yı gelişmiş ülkelerin istemediği zehirli, patlayıcı kimyasal atıklarının deposu haline getirmek istiyorlar! Rakamlar korkunç; yaklaşık 30 dönüm üzerine 150'den fazla depolama tankı yapılacak ve bu tanklara denizden ulaşım için 1000 metreye yakın iskele kurulacak! Hollanda'dan, Fransa'dan, Kanada'dan ve daha birçok değerli vatandaşı olan ülkenin kendi sınırları içinde istemediği "pislikler" gemilere yüklenecek ve Türkiye'deki çöplüğe gönderilecek!

Sonuç: Konuyu gündeme getiren kişi olarak gündemde tutmaya devam edeceğim. İstanbul'da özellikle Anadolu yakasında yaşayanlara da sesleniyorum; sorun sadece Yalova ile de sınırlı değil! Burada depolanacak ve bizim asla kontrol etmeyeceğimiz atıklar, altından geçen aktif fayın kırılması veya başka bir sebeple patlaması halinde; başta Anadolu yakası olmak üzere, belki de İstanbul ve çevresi tamamen kirlenecek, doğal doku yok olacak!

Son söz: Türkiye buna izin vermiş olamaz! Bu işi takip edenler "Bizi hükümet destekliyor, olur aldık" diyorlar ki; ben buna asla ama asla inanmak istemiyorum ve inanmıyorum. Bu hükümet küresel-emperyal güçlere karşı büyük bir savaş verdi ve IMF'yi Türkiye'den kovma başarısını gösterdi. Böyle bir gerçeklik içinde "Hollanda Kraliçesi'nin İsrail kökenli ortakları" ile Türk halkını zehirlemesine asla ama asla izin ve onay vermeyecektir! Buradan Yalova halkına da bir not düşerek bitiriyorum; variller çocuklarınızı elinizden alana kadar bekleyecek misiniz?

***

TARİHİ dokuya uzaktan bir bakın ve sonrasında Büyükşehir Belediyesi'ni arayarak "Bu izni nasıl verdiniz" diye içinizi dökün! Dökseniz de doyamazsınız, bu rezalete katlanamazsınız!
Sevgili dostlar, İstanbul resmen katledilmiş! Ayasofya, Topkapı Sarayı ve arkasından çıkan "müteahhit gökdeleni"! İnanmıyor musunuz? Gidin çeşitli açılardan bakın ve ağlayın! Soruyorum; bu ülkeyi, bu şehri seven ve bu kıyıma, tarihin katledilişine "dur" diyecek kimse yok mu! YOK MU! Konuyu takip etmeye ve sonuna kadar gündemde tutmaya devam edeceğim! Bir tane İstanbul var ve bu şehir ranta teslim edilemez, görüntünün etkilenmediği seviyeye kadar o kulelerin yıkılması gerekir!

Yiğit Bulut/Habertürk

Bu haber 4,021 defa okundu.